BOŞANMIŞ AİLELERDE ÇOCUKLARIN YAŞADIĞI PSİKOSOSYAL PROBLEMLER
Psikolog Emine Kevser ERDİM
Üsküdar Derya Öncü Ortaokulu Rehberlik Servisi
BOŞANMANIN ÇOCUKLARA ETKİLERİ
Çocuklar bebekliklerinden itibaren hem sosyal hem de psikolojik olarak anne babalarına bağlanırlar ve onlarsız bir hayat düşünemezler. Boşanma onlar için şok edici ve acı vericidir. Güven duyguları sarsılır. Çünkü anne-babanın oluşturmuş olduğu ve çocukların kendini güvende hissettiği aile ortamı bozulmuş olur.
Aynı zamanda alıştıkları bir düzeni de kaybetmiş olurlar. Tabiri caizse sudan çıkmış balık gibi olurlar. Bu kayıp hissi ile baş etmek onlar için hiç kolay değildir. Her şey kontrolleri dışında olur, kendilerine pek söz hakkı verilmez. Dolayısıyla bu zaruri değişim stres bozukluklarına sebep olabilir. Aynı zamanda korku, üzüntü yaşarlar. Kimi çocuklar ebeveynlerini koruma içgüdüsü ile kendilerinden çok onları düşünerek hareket edebilirler. Bu da onların zamanından erken olgunlaşmasına, hatta çocukluklarını yaşayamamalarına sebep olabilir. Ki bu, çocuklar için ciddi bir kayıp demektir. Kimi çocuklarda ise öfke, suçluluk ve yalnızlık hisleri hakim olabilir. Ebeveynlerini suçlayarak onlara öfkeli ve tepkili davranabilir veya boşanma konusunda kendilerini suçlu hissedebilirler (Merey, 2010). Bu da içe kapanıklığa, depresyona ve kendine güveninin zayıflamasına yol açabilir. Her durumda çocuk psikososyal gelişimi açısından regresyon (gerileme) yaşar. Çünkü süreç bozulmuştur ve gelişimi normal seyrinde devam edememektedir. Bu da hayatının her alanında çocuklara eksi getirir, onları geriletir, zorlar.
Mesela çocuğu kürek yarışındaki bir kürekçiye benzetecek olursak onun durumunu şu şekilde açıklayabiliriz: Nehirde doğru yönde giderken güzergahının bozulması, yanlış yönlere kayıp sonra da yolunu bulmaya çalışırken zaman ve enerji kaybetmesi, diğer kürekçilerden geride kalması, hatta bu sürede kafası iyice karışıp belki de pes etmesi ve yarışı bırakması. Fakat çocukların hayatı akranlarıyla yarış içinde değildir tabi ki ve olmamalıdır. Burada örneklendirilen, normal seyri bozulan bir gidişatın kişiye kaybettirdikleridir. Kürek yarışında kürekçi yolunu bulana kadar yarışı bekletmenin mümkün olmadığı gibi, zaman içinde gelişimi devam eden bir çocuğun boşanma süreci ile yaşadığı kırılma ile oluşabilecek gelişimsel gerilemeyi kontrol altında tutmak ve engellemek de pek kolay değildir. Fakat bilinçlilik ile bu zararı minimuma indirmek tabi ki mümkündür. Anne-babalardan beklentimiz de bu yöndedir.
Şimdi bu zararları biraz daha spesifikleştirelim. Düzeni bozulan çocuk uyku bozuklukları, yemek yeme sorunları, okul hayatı ile ilgili sorunlar yaşayabilir. Dolayısıyla psikolojik sıkıntıların yanında, fiziksel ve sosyal sorunlar da ortaya çıkabilir. Eğer çocuk henüz okul çağına gelmemiş ise, genelde suçluluk hissi ağır basar ve bununla baş etmeye çalışır. Okul çağında ise ebeveynleri boşandığı için utanıp arkadaşlarıyla görüşmek istemeyebilir. Yeni arkadaşlar edinme konusunda pasif kalabilir, kendini ifade etme konusunda zorlanabilir. Arkadaş edinememek de yalnızlık ve eksiklik hissini körükler. Çünkü aile içinde yaşanan bu stresli ve sıkıntılı süreçte yalnızdır aslında. Kendini özgür bir şekilde ifade etmesine pek olanak tanınmaz; bilakis, annesiyle babası arasında seçim yapmaya zorlanır. Normalde yapmak zorunda kalmaması gereken bu seçim, her türlü kayıptır onun için. Güvende ve huzurlu hissedemediği için okulda derslerine odaklanamayabilir, motivasyonu ve performansı düşebilir. Başarabileceği şeyleri bile yapamaz hale gelip, ders başarısındaki düşüşü kendinden bilebilir. Bu da özgüvenini ve kendilik algısını zedeler. Kendilik algısının bozulması; var olan potansiyelin açığa çıkamaması, veya açığa çıkmış ise de kullanılamaması anlamına gelir. Öğretmenleriyle ilişkilerinde de içe kapanık veya tepkisel olabilir. Anne babasının boşanması ile içinde oluşan boşluğu farklı şeylerle doldurmaya çalışabilir. Bu da onu yanlış ortamlara, yanlış arkadaşlara itebilir. Bu zamanında fark edilmez ve önlenmezse, hiç istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Tabi tüm bunlar, ebeveynlerin çocuklarıyla kurduğu iletişime göre ve çocukların bu zamana kadar kendilerine oluşturduğu sorunlarla baş etme mekanizmasının yapısına göre değişkenlik gösterebilir. Miktarı ve yoğunluğu kişiden kişiye değişiklik gösterse de, çocuklar sosyal hayatlarında bu tip sıkıntıları yaşarlar. Kimisinde ani öfkelenme ve duyguları kontrol edememe olurken, kimisinde içe kapanıp hayata küsme, evden çıkamama, sosyal ilişkilerde zayıflama görülebilir.
PEKİ BÜYÜDÜKLERİNDE?
Bu çocukluk dönemi geçtikten sonra da bu sıkıntılar şekil değiştirerek tekrar karşımıza çıkabilir. Bazı araştırma sonuçlarına göre çocukların büyüdüklerinde kendilerine, evliliğe, geleceğe ve hayata bakışları da boşanmadan olumsuz yönde etkilenir. Terk edilme korkusu, güven ve inanç kaybı yüzünden gelecekle ilgili pozitif düşünemeyebilirler. Evliliğe sıcak bakmayabilir, insanlara kolay güvenemeyebilir, kendilerine güvenleri zayıfladığı için sosyal hayatlarında önemli ve güzel adımlar atamayıp, hayata karşı geride durabilirler. Bu da onların yaşayabilecekleri geliştirici deneyimlerden mahrum kalmaları anlamına gelir ve hayatlarının verimini düşürür. Yaşamış oldukları gelişimsel gerilemenin sonuçları da şöyle olabilir: Doyum verici ve güven içinde hissederek geçiremedikleri bir çocukluğun eksikliği ile; kendilerini güçlü birer birey olarak görmeyip, içlerindeki boşluğu dolduramadıkları için yetersiz hissedebilirler. Eğer geçmişte ebeveynlerini suçlamışlar ise; zamanla bu öfke kendilerine dönebilir; kendilerinin kötü birer insan olduklarını düşünebilirler (Veziroğlu).
ANNE BABALARA DÜŞENLER
“Peki anne babalara neler düşüyor?” diye soracak olursak; öncelikle şunu söylemek gerekir ki, boşanma tüm aile bireyleri için zor bir süreçtir. Herkesin birbirine karşı sabırlı, anlayışlı ve yapıcı davranması gerekir. En hassas olanlar da çocuklar olduğu için, onlara karşı bir kat daha dikkatli davranılmalıdır. Çocukların yaşayacağı psikososyal problemlerde ve davranışsal sorunlarda kızarak veya ceza vererek çocuğun yanlışlarını engellemek değil; onunla konuşarak, onu anlamaya çalışarak, her ne yaşanırsa yaşansın onun hala çok sevildiğini ve ebeveynleri için hep çok değerli olacağını hissettirmek, onu doğruya teşvik etmek ve sabırla onun da bu zor süreci atlatmasına yardımcı olmak gerekir. Çünkü boşanmanın kendisi ayrı, ebeveynlerin bu süreçteki çocukla olan iletişimleri ayrı etkiler çocuğun psikolojisini. Özellikle boşanma sırasındaki hukuki süreçte çocuklar çok yıpranmakta, hatta ebeveynlerin birbirlerine karşı kullandıkları koz haline gelmektedirler (Erdem, 2014).
Çocukların haklarını gözeten Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde de belirtildiği üzere; toplumun temel taşı olan aile kurumunda çocukların sevgi, ilgi ve güven içinde korunmaları, ihtiyaçlarına ihtimam gösterilmesi ve her konuda onların iyiliği düşünülerek hareket edilmesi onların en tabii hakkıdır ve ebeveynlerin çocuklarına karşı görevidir. Kişilik gelişimlerinin tam olabilmesi için de bu uyumlu aile ortamı zorunlu görülmektedir. Fakat maalesef her anne-baba bunun bilincinde değildir. O yüzden en azından bu süreçte hukuki açıdan profesyonel yardım alınması, çocukların mağduriyetini minimuma indirecektir. Eğer maddi şartlar elverişsiz ise de bulunulan ilin barosundan ücretsiz avukat talep edilebilir (Hoşgör, 2009). Bu önemli ayrıntıları düşünmek ve çocukların iyiliğini gözetmek yetişkinlerin sorumluluğudur.
SONUÇ
Toparlayacak olursak; anne babasının boşanıyor olması zaten çocuk için bir travmadır. En azından bu süreçte ebeveynler çocuklarla sağlıklı bir iletişimi kurar ve sürdürürlerse, çocuklar daha az hasarla ve “güven” hissi daha çok korunmuş bir şekilde bu süreci atlatabilirler. Dolayısıyla ebeveynlerin sadece kendilerini değil, çocuklarını da düşünerek bilinçli hareket etmesi herkes için daha sağlıklı bir süreç yaşanmasını sağlayacaktır.
Psikolog Emine Kevser ERDİM
Derya Öncü Koleji Üsküdar Ortaokulu Rehberlik Servisi
KAYNAKLAR
- Beşpınar, F.U. (2011). Türkiye aile yapısı araştırması tespit ve öneriler. www.ailetoplum.gov.tr/tr adresinden erişildi.
- Çalvin, A. (2011). Türkiye aile yapısı araştırması tespit ve öneriler.www.ailetoplum.gov.tr/tr adresinden erişildi.
- Gönültaş, B. (2014). Boşanma oranı son on yılda arttı. www.aa.com.tr/tr/s/309686--bosanma-orani-son-10-yilda-artti adresinden erişildi.
- Erdem, B. (2014). Hassas konu: boşanma, mağdur çocuklar ve uluslararası hukuk... http://arti90dergi.com.tr/details.php?id=173/Hassas+konu:+Bosanma+magdur+cocuklar+ve+uluslararasi+hukuk%E2%80%A6 adresinden erişildi.
- Hoşgör, F. (2009). http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=45604 adresinden erişildi.
- Çocuk haklarına dair sözleşme: http://www.unicef.org/turkey/crc/_cr23b.html adresinden erişildi.
- Veziroğlu, Y. Boşanmış anne babanın çocuğu olmak. www.ekipnormarazon.com adresinden erişildi.
- Merey, N. (2010). Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkileri. http://www.bilgiacikkapi.com/toplumsal/bosanmanin-cocuklar-uzerindeki-etkileri-2/ adresinden erişildi.
- Sayar, K. Parçalanmış ailelerde ve çocuklarında görülen problemler. http://mevapdm.com/parcalanmis-ailelerde-ve-cocuklarinda-gorulen-problemler/ adresinden erişildi.
- www.psikorehber.com adresinden faydalanıldı.
- Fotoğraf www.haber7.com