Değerli Okuyucular,
Genç zihinlerde yoğrulan, hünerli ellerin mutfağında pişen Karalama Defteri, 11.sayısıyla meraklıların kapısını bir kez daha çalıyor.
Her zilletin elbette bir izzet var içinde
Seyr et çeh-i Ken'ânı ne devlet var içinde (Şeyh Galip)
(Her düşüşün içinde elbette bir çıkış, yükseliş vardır. Yusuf'un düştüğü Kenan Kuyusu'na bak ki ne yükseliş ne mutluluk var içinde.)
beyitiyle, kişinin; içinde bulunduğu, dünyanın dört bir tarafındaki insanları, yokluğa, huzursuzluğa iten salgın hastalık sürecini buhran olmaktan çıkartıp kendi içine yöneleceği "bilinçlenme yolculuğu" olarak değerlendirmesi gerekmektedir. Ülkemizi de etkisi altına alan bu buhran havasının, Karalama Defteri'ni takip eden okuyucular nezdinde, bir nebze de olsa dağılacağı ümidini taşıyarak dergimizi sizlerin huzuruna çıkartıyoruz.
"İlmin en büyük düşmanı sabırsızlıktır" diyen Tırmizi'nin öğüdüne kulak verip ince ince işlediğimiz örgülerimizi bir araya getirerek oluşturduğumuz dergimizin sayfalarındaki yolculuğumuza başlıyoruz. Kalpleri yakınlaştıran, gözleri yaşartan ya da gönlü coşturan bir tür olan şiirle çıktığımız yolculuğumuz, hikâyelerle devam edip tertemiz zihinleri aydınlatan bir tecrübenin kapısında soluklanıyor. Tülay ERSAN'ın yazarlık serüvenini dinledikten sonra yolculuğumuza devam ediyoruz.
"İlim meclisinde ciddi davranın, ilmi şakaya almayın çünkü ilim değerini kaybeder" Hz.Ali; ilim karşısında insanın takınması gereken tavrı tanımlayarak öğrencilerimize de rehber olmaktadır. Bu minvalde yazılan güncel sorunlarla ilgili denemeler, yapılan kavram sorgulamaları, teknolojinin ürünü olan; sempatik ve sıcakkanlı görünen ama insan zihnini dondurup düşüncelerini hapseden televizyon dizileri ve modern dünyanın zihin çeldiricileriyle ilgili kaleme alınan eleştirel yazılarla yolculuğumuz doludizgin devam etmektedir.
Bir hadis-i şerifinde: "Seyahat edin, sıhhat bulun." diyen Peygamberimiz; hareketliliğin, tebdil-i mekânın önemine dikkat çekerek depresyondaki modern insana adeta mutluluk reçetesi sunmaktadır. Biz de bu reçeteyi gönlümüzde taşıyarak GAP Turu'na çıktık. Dergimizin sayfalarındaki yolculuğumuz, hikâyenin usta isimlerinden olan Mustafa KUTLU'nun mekânındaki misafirliğimizle devam etti. Bu Böyledir adlı hikâyesinden başlayarak yaptığımız söyleşiyle de modern insanın çaresizliğini irdelemeye çalıştık.
Evet Değerli Okuyucular, burada hepsini sayamadığımız daha birçok yazıyı içinde taşıyan dergimizi sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dergimizin çıkmasında emeği geçen Edebiyat-Sosyal Bölüm Başkanı Bünyamin ÇERİ'ye, edebiyat öğretmenlerimiz: Arzu ŞİMŞEK, Sinan GÜNEŞ, Turgut ÖZYURT ve Nurcihan ELMACI'ya; bu zor süreçte yazdıkları yazı ve şiirleriyle dergimizin asıl sahibi olan öğrencilerimize ve çektiği fotoğraflarla üç yıldan bu yana dergimizin kapağının hazırlanmasını sağlayan mezun öğrencimiz İbrahim Cahit ÖZDEMİR'e teşekkür etmeyi borç biliriz. Sözlerimizi Peyami Safa'nın şu özdeyişiyle bitirmek isteriz: "İlim ile ileriye, din ile hakikate, sanat ile güzele gidilir."
Sevgi, huzur ve başarı dileklerimizle...